dudaklarımın üzerine kadar sular yükseliyor
yine de ciğerlerime bir türlü havadan başka şey girmiyor
alı al moru mor beyazına boyanıyorum
beni ayağa kaldıranlar çırpınıyor yukarı çıkmaya
nafile
mühürlü ağzı
konuşmuyor yemiyor öpüyor
tıkıyor
artık hava değil boğazımdan dökülen
ter damlalarım suyla karışıyor
kirpik uçlarım bile batıyor
eriyor vücudum,
altına ateş tutulmuş metal kaşığın üstünde eriyen gibi
sıkıyor boğazımı
damarımın hemen üstüne sardığı lastik kemer gibi
kabaran morluklardan
içeri su sızıyor
kanıma karışıyor
bayılmıyorum
bağlanıyorsun
boğuluyorum
beceriyorsun
bir nekrofil ancak böylesine zevk alır
canı çoktan çıkmış da geriye eti kalmış bir yığından
terbiyelenmiş tuzlu suda, kendi yağından
ay
yaklaşıyor, su birazdan çekilecek
kumların arasında buldukları parçalanmış ciğer, neden senin?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder