12 Kasım 2014 Çarşamba

Bakış ve Sokak Kedisi

Bakış

O bakışı bilmezsiniz.
İntahar etmeden önce boşalan ruhun ilk göstergesidir.
Ölememek başarısızlığını gösterdikten sonraki ilk nefestedir.
Kimsenin görmediği karanlıkları seçmekten ötürü küçülen gözbebekleridir.
Işığa yabancılaşmaktan aydınlığa en yakın olduğunu anlayamamaktadır.
Sarfettiği kelimelerdedir, söylenen yalanlardadır, doğrulardadır.
Aynada yansıması yoktur.
Bakışı bilmez fakat görünce tanırsınız.
Tanıyınca aşık atmaya çalışırsınız, yetişemezsiniz.
Dudaklarının kıvrımlarından bağımsız suretlere gebedir.
Yeterince deneyimliyseniz, ve şansla teşrik-i mesainiz olmuşsa
Elbet rastgelirsiniz.
Aşktır. Öfkedir. Rahimdir. Rahmandır.
Bazen hermafrodittir.
Mutlak bir umutsuzluğun içinde
Çıkış yolu aramaktan vazgeçememektir.
Mektuplarca bir kadına aşık olduktan sonra onu yaza yaza tüketmektir.
Yollarca bir adama gittikten sonra okuya okuya büyütmektir.
Entellektüelliğinden yorulup sığlaştırdıkça soğumaktır.

Sokak kedisi


Kafamı bir kapının eşiğine dayıyorum,
içeri yine almayacaklar.
Boşuna yemek bekliyorum,
Gözlerimi devirdim ayaklarına, yine tekme atacaklar.
Bir ihtimal yağmurdan korunurum diye tırmalıyorum tahtaları,
Hal bu ki, ıslata ıslata tüylerimi yolacaklar.
Kucakladı birtanesi kolları sert ve kuvvetli,
Üşenmeden gidip mahallenin ucuna fırlattı,
hırlayarak geri döndüm evime, benim evime,
kızdığımdan değil ama hastalandığımdan soğuktan, anlamayacaklar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder