Düğümler atılmış
boğazımıza,
Celladımız nerede?
Celladımız nerede?
Bedenlerimiz burada da,
akıllar nerelere kaçmış?
-Tanrı
satmış, Şeytan almış.
Anlamların mülkiyet hakkı gibi sarılmış sana;
Anlamsızlığın koynunda uyuyorsun.
Nasıl huzurlusun. Nasıl huzurlusun?
Nefes almak için bir ciğer yetmiyor da,
son nefesi verebilmek için dumanlı perhizler neden kafi değil?
Düzenini düzdüğüm, düz duvara tırman da sırtımı
rahat bırak
da denmiyor ki, nefsin ister.
Alnının ortasına değmiş
ha dudak, ha bıçak
Günahlara mı davet sevaplara mı?
da denmiyor ki, nefsin ister.
Alnının ortasına değmiş
ha dudak, ha bıçak
Günahlara mı davet sevaplara mı?
-Şeytan satmış, İnsan
almış.
Eciş bücüş suratına bakmadan insan şeytanı ne
güzel kirletir.
Androjen meleklerin suretsiz suratlarına aşık olur da
cinsini etiketleyemediğini vurur.
Anlatıyorum da kime? Anlıyorsun da kimi? En başta, en sonda kendini.
İpliğimizi pazara çıkarıyorsun. Satıyorlar diye utanıyoruz.
Birbirimizin boğazına ar damarına benzer düğümlerden kolyeler takıyoruz.
Celladımızı arıyoruz boşuna.
Akılların nerede olduğu belli de, bedenlerimiz nerelere kaçmış?
Androjen meleklerin suretsiz suratlarına aşık olur da
cinsini etiketleyemediğini vurur.
Anlatıyorum da kime? Anlıyorsun da kimi? En başta, en sonda kendini.
İpliğimizi pazara çıkarıyorsun. Satıyorlar diye utanıyoruz.
Birbirimizin boğazına ar damarına benzer düğümlerden kolyeler takıyoruz.
Celladımızı arıyoruz boşuna.
Akılların nerede olduğu belli de, bedenlerimiz nerelere kaçmış?
-İnsan satmış, Tanrı
almış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder