17 Kasım 2014 Pazartesi

Açlık

Avuç avuç zakkum yemiş gibi boğazım yine,
sebebi yolda yürürken ezdiğim karıncalar.
Eski aşıklarımın da dilleri böyle mi yanar?
Karıncalar, karınca olduklarını anladıklarında
çiçeklere tırmanmaya başlar.
Eski aşıklarım her gün kaç çiçeği koklar?
Simsiyah lekelerimce kaldırım kenarlarında kimsenin gözünün değmediği
aşıklarımın ömrü bir yağmura bakar.
Binlerce ayrı zerrecik, tek vücut gibi dolandığı an
Bacaklarımdan yukarı tırmanmaya başlar.
Kimini ezerim, kimi rahmime yürür.
Beynime saklananı ise ancak midas gibiler görür.
Zebanileri bekler kraliçenin kapısında,
her birine tonlarca günah yükler, yine güldürür.
Yaşlarca göz pınarı eskitmişiz, aşığım şimdi mi beni sofraya oturtur?
Zorla zakkumları ağzımın içine tıka basa gömüp, boğdurtur?
sebebi ziyareti belli, yuvamı dağıtacak,
Bir tanrının şımarıklık damlaları
Hepimizin felaket seli olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder