14 Kasım 2014 Cuma

Melek

kelepçeli kanatlarım
özgür güya topraklar ya
ben bu kanlı gökyüzünde nasıl uçarım
düzen değişmiyor, altına aldığı değişse de
hep aynı sırt kanıyor
kör olunca katlanıyor da, gözü açıldı mı
gözlükler koyuyor
boğuluyor çünkü kökleri dibe çekiyor
ayakta dursun diye yetiştirdiği
büyüttüğü gövdeyi elleriyle buduyor
şimdi kurumuşsam yaşlardan değil mi
yakarsam hepsinin çıraları kendi ellerinde değil mi
günahları benim mi, bir meleği düşürenlerin mi
ayakları yere bastı diye, yanlış yollara mı sapmalı
ağları daya suratına, uç diye bağır
sonra zamansız imzaları, doğurduklarının nüfusuna attır
yüzümde mürekkebin yok mu, el yazından akan?
yönetmenleri değiştirip, ısıtıp aynı ekmeği mi yiyelim
yaşanmamış cehennemler için günahsızımın kanatlarını kırayım
gençliğimi alnına dayayım, pişmanlıkları da omuzlarına
ağırlığından dikleştiremesin boynunu
saçma sapan bir oyunda bebeği oynayıp emeklesin
unutsun bacaklarını da sürünsün elleri üstünde
benim ellerim nasır tutmuş, körpeninkileri sürmeli
bir zamanlar ısırmaktan kanayan dudakların izleri üstüne
bencil psikopatların tutuklusu, hiç kendini kurtarabilir mi yavrusu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder