24 Şubat 2015 Salı

Kıskanç Tanrı

Yaradan,
benden daha çok neyi düşünürsen onu senden alırım,
diyor.
Kendisi benimle iddialaşmayı pek sever.
Nasıl bir tanrı kıskanç olabilir?
Ben insan halimle bütün umutlarımın bir yüzük uğruna
mecburiyetten satılmasına bile
sırf o rahat olsun diye göz yummuşum.
Bir kerecik rahat nefes alsam olmaz mıydı?
Ciğerlerimi sarıp sarıp içmişim, her yalancı gülüşte
kahrolmuşum.
Bir hafta mı oldu Kafka’ya döneli,
marazlı, öksürmekten belimi sakat edeli?
Kıskanç bir tanrının elinde kukla olmuşum.
İplerini tek tek kesmeye çalışmış,
gördün mü yine bileklerimden kendimi kanatmışım.
Sinirlendim, hal böyle olunca, intikam istedim.
Sen dedim, nasıl bir tanrı olarak benden daha çok şey istersin?
Ben bir kula göre senden ne istedim ki bu güne kadar,
başka herkese layık görmediğin?
Aldatmak ve aldatılmak üzere kurulmuşsa bu tanrıcılık dedim,
ben de onu aldatayım,
hemen gittim ben de bir başka göze değdim.
Sen, dedim, göreceksin! Ben seni yeneceğim.
O  başka gözde gördüğüm tek şey
tanrının benimle nasıl oynadığıydı.
Yanılsamalar üzerine gerçeklikler kurmuşum.
Neyi çok düşündüysem, hep onu kaybetmişim.
Neyi çok istediysem, kursağımda tutmuşum.
Ne yutabilmiş, ne kusabilmişim.
Tanrı beni hep kıskanmış,
bir kul olarak benim sevme hakkımı bile almış.
Neyim var kıskanılacak bir anlasam, bu iğrenç acziyetimle?Son çarem, sevgili tanrıcım,
ben şimdi seni her şeyden çok düşünsem,
kendini de benden alır mısın?veyahut kendimi düşünsem, herkesin oynadığı bencili oynasam,
Beni de sonunda yanındaki hiçliğe aldırır mısın?
Kendi başıma bunu yapamıyorum.
Ben ancak her gece cigarayı göğsüme basıp kendimi gündelik öldürebiliyorum.

Ben daha nice yaşayayım?
En güzeli kendimi bitirecek olsam da,
binlercesinin eşi uğursuz bir gecenin köründe 
bi cigara daha sarayım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder