Çocuklarımı o kadar çok sevdim ki,
onları hiç doğurmadım.
Seni de doğurmayacağım.
Bahar yazı altına almışken
ve bir nefes, iki, üç...
kelimeleri arabaların ve ağaçların
ve dahi enstrümanların altına itmişken
sana gebe kaldığımı kimselere duyurmayacağım.
Kaç kare var ömründe ki köşeleri yusyuvarlak olsun?
Anılar zihnine birbiri ardına doluşup,
Uzaklarda bir yılan kendi kuyruğunda boğulsun?
Ben de o yılana kandım.
Bak, arta kalmış kemiklerimin yerine,
ağırlımca katran var.
Tırnaklarının yırttığı kumaşı,
ben seni sakınayım diye giydim.
Seni sakınayım da benimle kal.
Benimle kal da nefes almayı hatırlayayım.
Nefes almak soluğuna hapsolunca hatırladığım,
hayatın başladığını müjdeleyen bir ilk çığlık,
senin ciğerlerini de yakarım diye geri vermeyesim var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder