Kocaman bir şaka olmayı kaldıramazdım,
seni eğlendirdiğimi gördüğüm güne kadar.
Çürüyecek kadar hayatta kalmayı başaramamış herkesin ardından iyi insandı denir.
Aramızdan hep iyiler mi ayrılır, kaybolunca mı iyileşirler?
Şeytan devriminde başarılı olsa tanrı olur muydu?
Ömrümde hiçbir şeye bağlanmadım.
ne anama ne babama ne toprağıma.
Fakat kilden bozma ormana dönme bir ömür biçtim senden kendime.
Yüzün anam, babam, toprağım.
Henüz ben aşkı tanımıyorken,
yalnızca bedenlere sıfatlar takarken,
sevgilim diyecek kimse yokken bile
şiirler yazdığım adamsın.
Buram buram değer
sizlikten kokuşmuşum.
Hep size akar hayat yine de istemezsiniz.
Bense bir damla için günlerce yalvarırım.
Bir karadelik beni yine içine çekiyor.
Kanımdan olan her şey beni zehirliyor.
Ses tellerimi ancak hıçkırıklarım çalıyor.
Mutlu satırları öğrencilerime havale ediyorum.
Umudu onlara devlet aracılığıyla satıyorum.
Ben ne işe yarıyorum?
Beckett görse suratıma tükürürdü, ben yine yazıyorum, Beckett şükür!
Lanetli olduğunu yinelemek yeniden üretirmiş gerçekliğimi.
Şans diye bildiklerimizden yalanlıklar biçmedik mi?
Pişmanlık.
Bir ağır kadife elbise gibi pişmanlık.
Kessem, eskiciye versem, yaksam külleri havaya karışıp yine de yok olmayacak gibi.
Pişmanlık.
Sorularla geçen ömrümde cevabı hep bildim.
Hiç cesaretim olmadı.
Sonra yanılsamaların içinde kabullendim yaşamayı.
Birbirine bakan iki aynanın sonsuzluğunda gördüm seni.
Kendimi de hemen karşında buldum.
Bulmak, arınmak.
Arınmak, dünyaya evcilleşmek,
topluma yabanileşmek.
Bir karadelik beni yine geri kusuyor.
Bu sefer yalnız değilim.
Hali hazırda binlerce kelimeyi yutmuş bir elektronik mezarlığa ben de kendiminkileri gömüyorum. Değil mi ki hatırlanmak hayatta kalmaktır, ruhları okundukça huzur bulacağım.
11 Kasım 2015 Çarşamba
Olgun
Ben olgun bir kadınım.
Dağ gibi üç yaşında bir varlığım.
Kıvırcık saçlarım rüzgara aşıktır,
en çok da şeytan arabalarına meraklıyım.
Damarlarımdaki kan kiraz olduğu kadar eriktir.
Bazen pencereden kaçmaya sabırsızlanan bir sigara dumanıyım.
Bazen hiçbir maddenin yok olamayacağına hakim bir bilgeyim.
Coşunca şiirler yazmaya heveslenirim,
fakat, bunlar eğlenceli ilk satırlarım.
Mutlulukta yeniyim.
Çift bedende yek ruhum.
Aynı anda kendimin hem annesi hem babasıyım.
Hem kızıyım, hem oğluyum.
Doğdum ama uzun süre yaşamadım.
Ölmedim ama cennetime kavuştum.
Dağ gibi üç yaşında bir varlığım.
Kıvırcık saçlarım rüzgara aşıktır,
en çok da şeytan arabalarına meraklıyım.
Damarlarımdaki kan kiraz olduğu kadar eriktir.
Bazen pencereden kaçmaya sabırsızlanan bir sigara dumanıyım.
Bazen hiçbir maddenin yok olamayacağına hakim bir bilgeyim.
Coşunca şiirler yazmaya heveslenirim,
fakat, bunlar eğlenceli ilk satırlarım.
Mutlulukta yeniyim.
Çift bedende yek ruhum.
Aynı anda kendimin hem annesi hem babasıyım.
Hem kızıyım, hem oğluyum.
Doğdum ama uzun süre yaşamadım.
Ölmedim ama cennetime kavuştum.
Bir Nokta
Bir nokta kirletir.
Ağaçlar kültür kesilir.
Sözü artık kuşlar değil, ekranlar taşır.
Ne yapalım?
benlik unutulduğu yerde
bulunur.
Tablolar kitaplaşır, kitaplar tablolaşır.
Yazar çizer, çizer yazar.
Aydınlık karanlığın makyajını yapar.
Biz noktalaşırız, kainat bizleşir.
Kağıda dokunur, kaleme aşık oluruz.
En bilge melek isyan eder,
son ile sonsuzluğa kavuşuruz.
Zaman ölür, biz nefes alırız,
bir'in canı kirlenmek istediğinde...
Ağaçlar kültür kesilir.
Sözü artık kuşlar değil, ekranlar taşır.
Ne yapalım?
benlik unutulduğu yerde
bulunur.
Tablolar kitaplaşır, kitaplar tablolaşır.
Yazar çizer, çizer yazar.
Aydınlık karanlığın makyajını yapar.
Biz noktalaşırız, kainat bizleşir.
Kağıda dokunur, kaleme aşık oluruz.
En bilge melek isyan eder,
son ile sonsuzluğa kavuşuruz.
Zaman ölür, biz nefes alırız,
bir'in canı kirlenmek istediğinde...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)