4 Mart 2016 Cuma

Kalabalık bir sokakta karşılaşılanlar

Yaşlı orospular görüyorum,
ve yaşlı olmayan orospular.
Aradaki tek farkın zaman olmasını midem kaldırmıyor.
Erkekler görüyorum,
ve kadınlar,
hem erkek hem kadın olanlar,
ne erkek ne kadın olanlar,
insanlar diyeceğim dilim varmıyor,
aralarında yalnızca yaşamaya devam etmek zorunda olanlar var.

Ne zaman üzülsem aklımdan şiirler geçer.
Bazılarını yazarım,
bazıları buruşmuş bir kancığın kıçına benzer.
Maalesef benim duygularım yok,
fakat gözlerim gayet iyi seçer.
Hiçbir şair gözlere muhtaç olmamalı fikrimce.

Yerüstünden yazılan notlar öyle edebi gelmiyor kulağa,
öyle değil mi?
Ama yolda karşılaştıklarında benim de önümden çekilmiyorlar.

İşgüzar

İçimde saklı bir şeytanlık,
nedametten saraylar yaptım da kendime,
kimi davet etsem haksızlık.
Kapkaranlık suratımda öfkeden ak küller,
beyazlarım yoluna yağıyor,
siyahlarım hep nazarlık.

Harflerimi damağıma yapıştırdım.
Lal olacağım diye lav akıttım dimağımdan.

Yerin gözümde cennet,
Yerim gözümde cehennem,
Yüzünü dökse yüzü olurum,
yüzüm noksansa azarlık.

Ben hep hakka taparım,
haksa bana teslim olacağına ölmeyi yeğler.
Benim adım safi işgüzarlık.
Mevsimim hep güz, işim yazarlık.
Konuşsam kekemelik, yazsam kasaplık.
Dizelerim bile bulutlu, halbuki bana bir sen aydınlık.
Sen de bana fırtınaysan,
sonum ancak allahlık.